Yıllarca bize Türkçecilik adına uydurukçacılığı dayatıp bizi başka Türk halkları ile anlaşamaz kıldılar. Şimdi yaraları sarma, kardeşlerimize yaklaşma zamanı.

“Türkçe nin Diriliş Hareketi” sayfasının uydurukçuluklarını haklı çıkarma çabaları

Soz düzenlenme tarihi:

Fikri zikri uydurmakta olan Facebook'taki "Türkçe nin Diriliş Hareketi" sayfası, sonunda Arı Duru Türkçe'nin yükselen sesini görmezden gelemeyip aşağıdaki çarpıtma dolu bildiriyi yayınlamıştır. Uydurukçacı sayfanın yayınladığı bildirinin hemen ardında onların iddialarını cümle cümle verdiğimiz karşılıkları göreceksiniz.

TDH Tarafından Yayınlanan Bildiri

Bazı bilgisiz sözde Türkçü üç beş kişi çıkıp, Anadolu'da yerel ağızlarda kullanıldığını bilmeden sözcüklerimize "uydurma" diyor. Bu Oğuz Türkçesi (%70 yaygınlıkta olan) düşmanlığını anlamak olanaksız. Varsayalım biz türetmiş olalım. Ne olur? Kötü bir şey mi kuralına uygun sözcük türetmek? Sözde Türkçe diyorum. Çünkü bir milyon kişinin bile konuşmadığı bir lehçeden sözcük bulup onu genelleştirmeye çalışmayı Türkçülük sanıyorlar da, Anadolu'da yerel ağızlarda milyonlarca kişinin kullandığı sözcüğü kullandığımızda bizi "uydurukçuluk" ile veya ortak "Türkçeye karşı olmakla" suçluyorlar. Ortak dil, çoğunluğun konuştuğunu genelleştirmekle oluşur. Daha herhangi bir lehçede kaç kişinin konuştuğuna bakmadan bulduğu ilk sözcüğe atlamakla değil... Kaldı ki, Anadolu Türkçesinde kullanılan sözlerden neden ortak dil oluşturulmasın ki? Neden hep en az konuşulan lehçelerden sözcükler seçilir de en yaygın lehçe olan Türkiye Türkçesi (%45) gözardı edilir? Bunda iyi niyet yok.

TDH'ye Cevabımız

Bazı bilgisiz sözde Türkçü üç beş kişi çıkıp,

Sanırım bizlerin onlara "Türkçeyi bilmiyorlar mı yoksa bilerek mi bozmaya çalışıyorlar" dememizi üstlerine alıp hakaret olarak algıladıkları için bunu bize bilgisiz diyerek geri vermeyi uygun görmüşler. Aynı şekilde bizim onlara "sözde Türkçeci" dememiz çok dokunmuş ki bize "sözde Türkçü" demenin tamamen uygun olacağını düşünmüşler. Arı Duru Türkçe hareketini de üç beş kişi olarak tanımlamışlar. Hali hazırda 21 844 kişi Arı Duru Türkçe sayfasının takipçisidir. Uydurdukları sözlere uydurma diyen diğer kişileri (Osmanlıcacılar, Arı Duru Türkçe sayfasından habersiz ortak Türkçeciler) toplasak yüz binlerce kişi edeceğini de unutmamalı. Bundan 5 ay öncesine kadar Türkçenin Diriliş Hareketi sayfasının yöneticilerinden biri uydurmaya uydurma diyenler için sinek vızıltısı tabirini uygun görmüştü, şimdi bu vızıltı üç beş kişiye çıkmış ve görmezden gelemeyip bir bildiri yayınlamışlar.

Anadolu'da yerel ağızlarda kullanıldığını bilmeden sözcüklerimize "uydurma" diyor.

Biz hangi sözün yerli ağızlarda olup olmadığını gayet iyi biliyoruz. Mesela "yerel" sözü Anadolu ağızlarında yoktur ve has hakiki uydurmadır; ama "yerli" sözü Anadolu ağızlarında da işletilir. Anadolu ağızlarında olan bir tek söze dahi uydurma dediğimizi çıkarıp da göstersinler, ama gösteremezler, bu sadece ortaya laf atmaktır. AKSİNE bizim sunduğumuz sözler bütün Türk dünyasının genelinde olan, ve bu sebepten ötürü çoğu zaman Eski Anadolu Türkçesinde ve günümüzde de Anadolu ağızlarında olan sözlerdir. Kafalarına göre söz uydurup Anadolu ağızlarını dahi görmezden gelen tayfa Türkçenin Diriliş Hareketi tayfasıdır. Mesela, dipçe diye bir söz uydurmuşlar, bu söz sundukları çoğu diğer söz gibi Anadolu ağızlarında da yoktur elbette. Ya da bulunak, ya da varsıl, ya da ikizleme. Şimdi bunlara uydurma demeyek mi?

Bu Oğuz Türkçesi (%70 yaygınlıkta olan) düşmanlığını anlamak olanaksız.

Birinciden parantez içinde yüzde yetmiş yaygın olduğunu belirtmenin gereği nedir? Çoğunluk demek doğruluk mu demektir? Ayrıca Türkçeyi Oğuzca ve Kıpçakça diye ayıran bizler değiliz, biz doğru Türkçe nerede varsa oradaki sözleri almanın taraftarıyız. Oğuzca, Kıpçakça diye ayırıp boyculuk niye yapılıyor? Peki, diyildiği gibi bir durum varsa, Oğuz Türkçesine karşı olan düşmanlık nerede var, kimde var? Arı Duru Türkçe sayfasında bütün Oğuz lehçelerinde de olan göçürmek (kopyalamak), bay ve varlı (zengin) gibi sözler sunulurken, hiçbir Türk dilinde ve Türk dilinin tarihinde olmayan ikizlemek ve varsıl gibi sözler Türkçenin Diriliş hareketi sayfasında sunulmaktadır. Ya da bu 1 milyon konuşucusu bile yok diye aşağıladığınız bir Oğuz lehçesi olan Türkmencede sigara demezler, çilim derler. Sevgili Oğuz savunucuları, biz çilim sözünü sigara yerine sunarken siz niye kendi uydurduğunuz sözleri dayatmakla uğraşıyordunuz? Şimdi bu "Oğuzca" sözleri sunan Arı Duru Türkçe sayfası mı Oğuz düşmanı, yoksa kendi bildiği uydurma yolunda giden Türkçenin Diriliş Hareketi sayfası mı? Cevabı verelim, biz onlar gibi Oğuzca, Kıpçakça, Karlukça diye diye bölücülük etmiyor, bütün bu lehçelerin ve dillerin bir kökten geldiğini gayet iyi biliyoruz. Bu sebeple bütün Türk dünyasında kullanılan sözleri görmezden geldikleri gibi Oğuz sözlerini de görmezden gelen Türkçenin Diriliş Hareketi sayfasını Oğuzca düşmanı olarak göremeyiz. Onlar bütün Türkçenin düşmanıdır.

Varsayalım biz türetmiş olalım. Ne olur? Kötü bir şey mi kuralına uygun sözcük türetmek?

Öncelikle, şunu diyelim. Türkçenin Diriliş Hareketi sayfasında türetilen sözlerin büyük (ezici) çoğunluğu Türkçenin kurallarına uymayan şekillerde, sözlere çağrıştırmalı anlam yüklenerek, anlamı kaymış fiilin üstüne çıkılıp , keyfi biçimde ekler getirilerek uydurulmuş olan sözlerdir. Onlar, yalan yanlış sözler "türettiği" için bütün bu soruyu görmezden gelebilirdik. Ancak, sundukları sözlerin doğru türetildiğini varsayalım, ve ne olacağını söyleyelim. Söz türetme her fırsatta desteklenip diğer Türk dillerinde kullanılan karşılıklar görmezden gelinmesine sebep olur, günümüzde de zaten olmakta olan budur. Bu şekilde Tr. Türkçesi diğer Türk dillerinden, tarihinden ve kardeşlerinden ayrılmaktadır. Türk birliği Türk dil birliğinden geçer. Bunu onlar da söylüyor, ancak ettikleri iş tam tersi yönde. Eğer siz hali hazırda başka Türk dillerinde olan karşılıkları almazsanız dillerimiz şu son yüz yılda olduğu gibi dillerimiz ayrılmaya devam edecek. Yüz yıl önce ortak yazı diline sahip olan Azerbaycan Türkçesi ile Türkiye Türkçesi bile birbirinden o kadar uzaklaştı ki, bizi bilgisizlikle suçlayan bu kişilerin Azerbaycan Türkçesinde bir yazı okuyup, film izleyip ne kadar anladıklarını itiraf etmelerini isterdim.

Sözde Türkçü diyorum. Çünkü bir milyon kişinin bile konuşmadığı bir lehçeden sözcük bulup onu genelleştirmeye çalışmayı Türkçülük sanıyorlar da, Anadolu'da yerel ağızlarda milyonlarca kişinin kullandığı sözcüğü kullandığımızda bizi "uydurukçuluk" ile veya ortak "Türkçeye karşı olmakla" suçluyorlar.

Bunlar Türkçecilik ile Türkçülüğü mü karıştırmış, yoksa edecek başka hakaret bulamadılar mı? Burada yazan o kadar aşağılayıcıdır ki, bize sözde Türkçü demelerini demiyorum, Türkiye Türkçesi dışında kalan bütün Türk dillerine (buna Oğuz lehçeleri de dahil) 1 milyon kişinin bile konuşmadığı lehçe diye genelleyip kestirip atmaları. Bu kişilere Türk dil birliğini sadece Türkiye Türkçesi, Türk birliğini de sadece Türkiye ile kurmalarını tavsiye ediyorum. Bunlar bizi sanki Sibiryanın ücra köşelerinde kalmış Türk lehçelerinden söz alıyormuşuz gibi gösteriyor. Biz, Arı Duru Türkçe sayfasında söz sunarken bir sözü Uygurca, Özbekçe, Kazakça, Kırgızca, Türkmence, Azerbaycan Türkçesi, Tatarca, Başkurtça gibi ON MİLYONLARCA Türk'ün konuştuğu Türk dillerini tarıyoruz. Bu demek değildir ki Anadolu'yu görmezden geliyoruz. Sunduğumuz her sözü ayrıca Anadolu ağızlarında, Tarama (Eski Anadolu) Türkçesi sözlüğünde, Divan-ı Lugatit Türk, Kutadgu Bilig gibi tarihimizdeki eserlerde de tarıyoruz. Ancak söz uyduran tayfa (Türkçenin Diriliş Hareketi), değil bizim gibi Türk dillerini taramak, savunuculuğunu yaptıklarını zannettikleri Anadolu ağızlarını bile incelememektediler. Onlar sadece İstanbul Türkçesinden bildikleri 3000-5000 kelime içinden çekip çıkardıklar fiillere rastgele ek getirip söz uydurmaktadır. Sundukları sözün kökünün bir şey çağrıştırması onlar için yeterli, doğru anlamda olup olması değil, çağrışım yapsın yeter. Köke gelen ekin doğruluğu da önemli değil onlar için. Hatta çoğu zaman Avrupa dillerindeki yapıyı da kopyalayıp söz ortaya çıkarıp Türkçenin gramerini de bozarlar.

Ortak dil, çoğunluğun konuştuğunu genelleştirmekle oluşur. Daha herhangi bir lehçede kaç kişinin konuştuğuna bakmadan bulduğu ilk sözcüğe atlamakla değil...

Birincisi çoğunluk demek doğruluk mu demektir? İkincisi kimse burada "ortak dil"den söz etmiyor. İki sayfanın ettiği de Türkiye Türkçesine yeni sözler kazandırmaktır. Türkçenin Diriliş Hareketi sayfası söz uydururup gerçek Türkçe sözleri görmezden gelirken, Arı Duru Türkçesi sayfası Türkçenin gerçek sözlerini, Türk dünyasında kullanılan, Türk dilinin tarihinde olan sözleri sunmaktadır. Yani hali hazırda "ortak dil" gibi bir proje ortada yok. Ayrıca aradan bir Türk dilinin genelleşmesi gerçekleşirse bu elbette Türkiye Türkçesi olacaktır, Arı Duru Türkçe sayfası da bunun kaçınılmazlığını bilmektedir. Ancak o vakte kadar Türkiye Türkçesini sağaltıp diğer Türk dillerine yakın hale getirmelidir mi yoksa söz uydurup, "Nasıl olsa ileride bu bir milyon dahi konuşucusu olmayan ezik Türk halkları bizim dilimizi öğrenmek zorunda kalacak." deyip daha da uzaklaştırmalıdır mı? Son olarak, bir üstteki iddiaya verdiğimiz cevapta "ilk gördüğümüz söze atlayıp atlamadığımızı" okuyabilirsiniz. Aynı şeyi tekrar yazmayacağım.

Kaldı ki, Anadolu Türkçesinde kullanılan sözlerden neden ortak dil oluşturulmasın ki?

Yine aynı şeyleri demek gerekecek. Onlar ki Anadolu ağızlarını dahi görmezden gelen, günlük dilde bildiği ne varsa onun üzerinden söz uyduran bir tayfadır, dahası değil. Birden Anadolu ağızlarının savunucusu oldular. Onlar Anadolu ağızlarında haçan, bay, süyek, öykünmek gibi ve başka Türk dillerinde de olan bunun gibi yüzlerce sözden hangisini sundular?

Neden hep en az konuşulan lehçelerden sözcükler seçilir de en yaygın lehçe olan Türkiye Türkçesi (%45) gözardı edilir?

Türkiye Türkçesinden sonra en yaygın olan Azerbaycan Türkçesi, Özbek Türkçesi gibi Türk lehçelerinden sözler sunan Arı Duru Türkçe sayfasıdır. Ne yani, en çok konuşanı var diye Türkiye Türkçesi dışında bütün Türk dillerini görmezden mi gelelim? Yine tekrar ediyoruz, en çok konuşanı var diye Türkiye Türkçesi en doğrusu mudur? Yüz yıllar boyu Arapça Farsça boyunduruğu altında ezilen, dil züppesi özenti yazarlar yüzünden Osmanlı vaktinde hor görülen, edebi dilde halk dilinin işletilmemesi sonucunda ağızlar arasında kopukluğa uğrayan, sözleri anlam kaymasına uğrayan, Türklüğün merkezi olan Orta Asya'dan kopan Türkiye Türkçesi değil midir? Bu bir gerçektir. Türkiye Türkçesi geçen vakitler içinde yozlaşmıştır. Ancak bu bizim ana dilimizdir, bu yüzden diyoruz ki dilimizi sağaltalım, eski görkemine kavuşturalım. Biz demiyoruz ki "Kıpçakça" konuşalım. Bozuk temel üstüne kat çıkılır mı? Biz ilk başta temelimizi sağlamlaştıralım, diğer Türk dilleriyle ortaklığı yakalayalım, ondan sonra hep beraber kat çıkarız, hep birlikte söz türetiriz; ama böyle herkes öz başına söz uydurursa olmaz!